top of page

POZİSYONLAMANIN ÖNEMİ

Yatağa bağımlı olan hastalar için en büyük sorun uzun yatmanın sebep olduğu bası yaraları, eklemlerde gelişen hareketsizliğe bağlı kısalık ve kontraktürlerdir. Bunların dışında kas tonusunun aşırı derecede artması veya kaybolması sorunları arttırır, bu nedenle kişinin yatak içinde doğru pozisyonlanması çok önemlidir. Postürü korumak ve olası kas iskelet sistemi problemlerinden korunmak için oturma, ayakta durma ve yatarken doğru pozisyonlamaya dikkat edilmesi gerekir.
Özel gereksinimli çocukların otururken, ayakta dururken veya uyurken doğru simetrik pozisyonlarda tutulması kas iskelet sistemi için çok büyük önem taşır.

121211179-physical-development-for-child

POSTURAL DRENAJ

Solunum yollarında zaten var olan ya da hastalık gibi durumlarla artan veya dışarı atımı sıkıntıya düşen sekresyonların atılmasını sağlamak için yapılan bir takım pozisyonel egzersizler bütününe postüral drenaj adı verilmektedir. Spontan solunumda veya ventilatöre bağlı hastada; akciğerlerin tüm bronş ve bronşiallerini sekresyonlardan temizlemek ve arındırmak; iyileşme sürecini kısaltmak ve akciğer kapasitesini arttırmak amacı ile yapılır.
Ventilatöre bağlı her hastaya postüral drenaj uygulanmalıdır ve duruma göre nebulize hava verilebilir.

Entübasyon tüpü veya trakeostomisi mevcut olan hastaya baş ve boyun pozisyonu verilir.

Akciğer lobları ve segmentlerine göre hastaya pozisyon verilerek sekresyonların boşaltılması sağlanır.

Her postüral drenajdan sonra hasta aspire edilir.

Oral alımı olan hastalarda işlem yemeklerden en az iki saat sonra uygulanır.

NGT ve gastrostomiden beslenen hastalarda işlemden önce beslenme kesilip, sonda drenaja alınır.

Uygulama yapılırken hasta en az 5-10 dk. pozisyonda kalmalıdır ve işlem süresi 20-30 dk. olmalıdır.

Vibrasyonlar ekspirasyon sırasında uygulanır.

 

Postüral drenaj (PD); yerçekimi kuvvetinin etkisiyle akciğerlerden büyük hava yollarına doğru sekresyonun etkin bir şekilde drene edilmesini sağlar. Öksürme veya suction uygulaması eşlik edebilir. Hastaya çeşitli pozisyonlar verilir. Bu pozisyonda en az 15 dk. kalması istenir. Kritik hastalarda ve mekanik ventilasyona bağlı hastalarda PD günde dört-altı kez tekrarlanır. Perküsyon ve vibrasyon postural drenaj ile birlikte uygulanır.

IMG_20201113_152710.jpg

PERKÜSYON

Bronş sekresyonlarını ve mukoz plakları hereket ettirebilmek için hastanın göğsüne

ve sırtına el kubbeleştirilip avuç içi çukurlaştırılarak vurulması işlemine denir.

Pediatrik ambu başlığı kullanılarak da bu işlem yapılabilir.

IMG_20201113_152644.jpg

VİBRASYON

İki el üst üste konularak göğüs duvarında titreşim oluşturup, sekresyonları ve plakları

harekete geçirmeye çalışılır.

Vibrasyon tekniği ekspirasyon (nefes verme) sırasında uygulanır ve intrapulmoner

kanamada uygulanmaz.

POSTURAL DRENAJIN UYGULANMADIĞI DURUMLAR

 

Hemoraji,

Pulmoner ödem

Konjestif kalp yetmezliği,

Bronkospazm,

Geniş plevral sıvı birikmesi,

Tedavi edilmemiş akut hastalıklar,

Pulmoner emboli,

Pnömotoraks, torakotomi,

Kardiak Aritmi,

Hipo-hipertansiyon

Yeni geçirilmiş miyokard enfarktüsü,

Yeni geçirilmiş öro-cerrahi vakalar,

Fraktürler

YUTMA BOZUKLUKLARINDA REHABİLİTASYON YÖNTEMLERİ

Yutma bozukluğu görülen çocuklarda, bozukluğu ortadan kaldırmak ve güvenli yutma paternini sağlamak için kullanılan bir çok rehabilitasyon yöntemi bulunmaktadır.

Kullanılan tedavi yaklaşımlarının kişiye özel tasarlanmış teknikleri içermesi gerekmektedir.

Gereksiz, hasta için yorucu olan ve amaca uygun olmayan yöntemlerden kaçınılmalıdır.

Rehabilitasyon yöntemleri fasilitasyon yöntemleri ve kompansasyon teknikleri olarak ikiye ayrılmaktadır.

FASİLİTASYON YÖNTEMLERİ

 

1) Pozisyonlama: Uygun gövde ve baş pozisyonu güvenli ve etkili beslenmenin sağlanması için önemlidir. Standart beslenme pozisyonları yerine hastaya özgü pozisyonların uygulanması gerekmektedir. Gövdede 60-90 derece eğimli, baş nötralde veya hafif önde, kollar ve bacakların desteklenmiş pozisyonu en güvenli pozisyonlama şekillerinden biridir.

2) Postural manevralar: Besin akış hızını yavaşlatmak ve yönünü değiştirmek için kullanılan yöntemlerdir. Kompansasyon teknikleri içerisinde de kullanılmaktadır. Çenenin göğüse yaklaştırılması, başın etkilenmiş tarafa rotasyonu gibi manevralar kullanılmaktadır. Postüral manevraların etkisinin aletsel değerlendirmelerle de desteklenmesi gerekir

3)Baş, boyun ve gövdenin mobilizasyonu: Azalmış esnekliğin kazandırılması, dolanımın düzenlenmesi, yapıların fonksiyonel pozisyonda uyarılması, baş ve gövde arasındaki senkronizasyonun yapılandırılması ilkesine dayanmaktadır. Bu anlamda geliştirilmiş fizyoterapi tekniklerinden uygun olanları tercih edilmelidir.

4)Oral motor egzersizler: Oral yapıların normal hareket aralığında çalıştırılması, kuvvet, endurans ve koordinasyonun sağlanması amacı ile yapılmaktadır. Basit dil, dudak ve damak egzersizleri kullanılabilir. Bu egzersizler çiğneme tüpleri, pipet, düdük ve benzeri yardımcı ekipmanların kullanımı ile fonksiyonel egzersizler haline getirilebilir.
5)Termal taktil stimülasyon: Yutma refleksinde gecikme olan hastalarda ön fausiyal arkların, soğutulmuş larengeal aynalarla uyarılması yoluyla beyin sapındaki yutma merkezine uyarı yollanır. Uyarılar burada adaptasyona uğrar ve yutma refleksini ateşler.

6) Elektrik stimülasyonu: Günümüzde kullanılan en popüler yaklaşımlardan biridir. Larengeal yapıların hareketliliğinin artırılmasında, paralitik kasların uyarılmasında kullanılmaktadır.
7)Diyet modifikasyonları: Besinin kıvam ve hacminde yapılan değişikliklerle besin akış hızında değişiklik yapmak amacıyla kullanılır. Bazı hastalarda su gibi ince sıvıların havayolu aspirasyonu olmaksızın kontrolü oldukça zordur. Sivilarin yoğunluğu piyasada satılan birtakım kalınlaştırıcılar sayesinde değiştirilebilir. Bu yöntemle sivi alımı riskli olan hastalarda oral alımın devamı sağlanabilir.

8) Adaptif araçlar: Beslenme esnasında güvenli besin akışını sağlamak amacıyla kaşık, tabak, bardak gibi aletlerde birtakım adaptasyonlar geliştirerek yutma güvenliği artırılabilir. Başı ekstansiyonda aspirasyon riski olan bir hastada ağız kısmı yüksek, burun kısmı alçak bardak modifikasyonu kullanarak başın geriye kaçması engellenebilir.

9) Biofeedback: Fonksiyonların görsel ve işitsel sinyallere dönüştürülerek kişiye fonksiyonu daha iyi yapabilmesi için geri bildirim verilmesi ilkesine dayanmaktadır. Özellikle larengeal mobilizasyonun arttırılmasında ve salya bozukluklarının tedavisinde kullanılmaktadır.

 

KOMPANSASYON YÖNTEMLERİ

 

Lokmanın akış yönü ve akış hızını değiştirerek aspirasyon riskini azaltmak ve önlemek hedeflenir. Yutma esnasında baş ve boyunun pozisyonundaki değişiklikler, lokmanın kıvam ve hacminde yapılan değişiklikler temel

modifikasyonlardır.

Teropötik yöntemler yapıyı uyarmak ve fonksiyonu artırmak amacıyla kullanıldığında fasilitasyon, bozukluğu geçici olarak ortadan kaldırmak amaçlı kullanıldığında kompansasyon adını alır.

Çocuklarda görülen yutma problemleri yetişkinlerde görülen yutma bozukluklarına benzemez. Fetal periyoddan adolesan çağa gelene kadar anatomik yapıda ve fizyolojik yutma paterninde birçok değişiklik oluşmaktadır.

Nörolojik, genetik, metabolik vb. kaynaklı birçok etken çocukluk döneminde değişen bu yapıya ve fonksiyonlara adaptasyonu güçleştirmektedir.

Kaynağı ne olursa olsun yutma bozukluklarının erken tanısı ile teropötik yaklaşımlara bir an önce başlanması, meydana gelebilecek yutma bozukluklarının ve adaptasyon süreci sırasında oluşabilecek problemlerin azaltılmasına yardımcı olacaktır.

Yutma bozukluklarının değerlendirilmesinde benzer yaklaşımlar kullanılabilir fakat tedavi tamamen kişiye özgü olmalıdır. Yutma rehabilitasyonu multidisipliner bir çabayı gerektirir. Başarı için ilgili uzmanların koordinasyonu ve erken müdahelesi çok önemlidir.

NÖROLOJİK ENGELİ BULUNAN KİŞİLERDE SALYA AKINTISINA YÖNELİK YAKLAŞIMLAR

BOTULİNUM TOXİN-A ENJEKSİYONLARI (BOTOX)

Botulinum Toxin-A enjeksiyonu sinirlerden kaslara yada salgı bezlerine giden mesajları kesmek için kullanılır. Botulinum Toxin-A doğrudan ultrason kullanılarak tespit edilen tükürük bezlerine (genellikle hem Sub-mandibular bezler hem de 1 parotis bezi) enjekte edilir.

Enjeksiyonlar genellikle günlük bakım ünitesinde nörolog veya kulak, burun ve boğaz cerrahı tarafından lokal anestezi ve hafif sedasyon kullanımıyla yapılır. Bazen bireyin yüzünü sabit tutmak yada yüzünde çalışılmasını tolere edemediğinde genel anestezi uygulanabilir.

Etkiler tekrar enjeksiyon gerektirmeden ortalama 12 hafta kadar sürer. Kümülatif etki yarattığından enjeksiyonlar zaman içinde daha az sıklıkla tekrarlanır.

Botulinum Toxin-A tükürük kontrolü için lisanslı değildir, ancak kullanımı için uluslararası kabul görmüş kurallar vardır.

 

ORAL-MOTOR EGZERSİZLERİ

Bir konuşma ve dil terapistinin, dil kontrolünü arttırmak için bir egzersiz programı sunması önerilebilir. Bir programın etkili olması için aşağıdaki şartlar gereklidir:

• Bireyin ağzında ne zaman tükürük salgısının arttığını ve bunun kontrolünü ele almak istediğini bilmesi gerekir

• Birey ve aile/bakıcılar her gün egzersizleri yapmak için

hazırlıklı olmalıdır

• Birey, dudaklan kapatılması, dil ucunun kaldırılması ve yutkunma hareketinin yapılması da dâhil olmak üzere, çeşitli ağız hareketlerini taklit edebilmelidir.

Oral-motor egzersizleri nörolojik problemleri olan bireyler için nadiren mümkün olabilmektedir. Okşamak,

sıvazlamak, masaj veya vibrasyon veya üfleme / emme/ ısırma / çiğneme aktivitelerini içeren diğer genel oral

stimülasyon programlarının salya akıntısını azaltmada etkili olduğuna dair kanıt bulunmamaktadır.

Bu egzersizler yutma kaslarını geliştirmek, güçlendirmek için kullanılır.

İLAÇ TEDAVİSİ

Tükürük salgısını azalmak için hâlihazırda kullanılan birkaç ilaç vardır. Bunlar, genellikle tükürük kontrolü için lisanslı olmayan ancak uluslararası yönergeleri izleyerek, uzun süredir salya akıntısının yönetimine yardımcı olmak için kullanılan antikolinerjik ilaçlardır. Nörologlar tarafından en sık kullanılan ilaçlar:

• ipratropium bromid-Astımı tedavi etmek için kullanılan ve nefesle içeri çekilen bir ilaç

• hyocine cilt yamaları - ağız kuruluğu sağlayarak seyahat

hastalığını (bulantılan) tedavi etmek için geliştirilmiştir. Kısa dönem kullanımında etkilidir ancak bir takım yan etkileri vardır. Muhtemel yan etkileri sebebiyle, hyocine, epilepsi yada yüksek epilepsi riski olan hastalarda kullanılmamalıdır.

glikopirrolat/ glikopirronyum-ağızdan ya da beslenme tüpü (PEG) ile alınabilir.

• Trihexyohenidyl - ağızdan ya da beslenme tüpü (PEG) ile alınabilir. Bu ilaç genellikle istemsiz vücut hareketlerini düzenlemek için kullanılır.

*Paylaşımlar bilgilendirme amaçlıdır. Tedavi yöntemi hastadan hastaya değişir, mutlaka ilgili hekime danışılmalıdır.

bottom of page