24.ENGELLİĞE DAYALI AYRIMCILIK YASAĞI
Eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı, tüm insan hakları sözleşmelerinin konusudur. Engelliliğe dayalı ayrımcılık yapılmaması, BM Engelli kişilerin Hakları Sözleşmesi’nin genel esaslarındandır ve Engelliler Hakkında Kanun’da, engelliliğe dayalı her türlü ayrımcılık yasaklanmıştır.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nun “Eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı” 3’üncü maddesinde; “Herkes, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada eşittir. Bu Kanun kapsamında cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yaş temellerine dayalı ayrımcılık yasaktır. Ayrımcılık yasağının ihlali hâlinde, konuya ilişkin görev ve yetkisi bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ihlalin sona erdirilmesi, sonuçlarının giderilmesi, tekrarlanmasının önlenmesi, adli ve idari yoldan takibinin sağlanması amacıyla gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Ayrımcılık yasağı bakımından sorumluluk altında olan gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri, yetki alanları içerisinde bulunan konular bakımından ayrımcılığın tespiti, ortadan kaldırılması ve eşitliğin sağlanması için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.” ifadeleri yer almaktadır.
İş yerinde engelliliği nedeniyle kişiyi işinden soğutmak, dışlamak, bıktırmak amacıyla kasıtlı olarak yapılan eylemler, Kanun’a göre “işyerinde yıldırma” dır (mobbingdir) ve yasaktır. İş Kanunu’nun “Eşit davranma ilkesi” başlıklı 5’inci maddesinde de, iş ilişkisinde engelliliğe dayalı ayrım yapılamayacağı yer almaktadır.
Engelliliğe dayalı ayrımcılık; Siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya başka herhangi bir alanda insan hak ve temel özgürlüklerinin tam ve diğerleri ile eşit koşullar altında kullanılması veya bunlardan yararlanılması önünde engelliliğe dayalı olarak gerçekleştirilen her türlü ayrım, dışlama veya kısıtlamayı ifade eder (Engelliler Hakkında Kanun). Engeli nedeniyle bir çocuğun okula kayıt edilmemesi ya da engelli olması nedeniyle kişinin işten çıkartılması; engelliliğe dayalı “doğrudan ayrımcılık”tır. Bir sınavda herkese eşit süre verilirken, görme engelli öğrenci için ek süre verilmemesi ise engelliliğe dayalı “dolaylı ayrımcılık”tır. Öte yandan, kişilerin engelli bir kişi ile bağlarına dayalı olarak örneğin; kadın çalışanın, sırf engelli çocuğunun olması nedeniyle dışlanması, işten çıkartılması vb. “dolayısıyla ayrımcılık”tır.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’na göre ayrımcılığa uğradığı iddiası ile idari ya da adli süreçleri başlatan ya da bu süreçlere katılan kişilerin, başvuru nedeniyle maruz kaldıkları olumsuz muameleler de ayrımcılıktır.
Türk Ceza Kanunu’nun 122’nci maddesine göre (“Nefret ve ayrımcılık” başlığı); “Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle; bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini, bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını, bir kişinin işe alınmasını, bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Ayrımcılığa uğradığını iddia edenler, kurumsal yolla şikayet yapabilir ve/veya hukuki süreç başlatabilirler. Bakınız: “Hak Arama/Şikâyet İçin Başvuru Bilgileri” kısmı.