top of page

2.ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 1945 yılında imzalanan BM Antlaşması (BM Şartı)’nı ve 1948 yılında ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni temel alan tüm insan hakları sözleşmeleri; tüm insanların doğuştan sahip olduğu insan haklarını tanır ve ayrımcılığı yasaklayarak tüm insanların “eşit” olduğunu ilan eder.

Sakatlığın ilk kez İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde ele alındığını hatırlatarak (25’inci maddede), BM ve Avrupa Konseyi tarafından kabul edilmiş tüm sözleşmelerin engelliliği kapsadığını belirtmek gerekir. Bu Rehberde taraf olduğumuz sözleşmelerden, Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’ye, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne ve Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’na yer verilmiştir.

2.1.Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme, 2006

BM tarafından ilan edilen Zihinsel Engelli Kişilerin Hakları Deklarasyonu’nun (1971), Sakat Hakları Bildirgesi’nin (1975) ve Sakatlar İçin Fırsat Eşitliği Konusunda Standart Kurallar’ın (1993) bağlayıcı olmaması nedeniyle, engelliler adına bir sözleşmeye ihtiyaç duyulmuş ve 21’inci yüzyılın ilk insan hakları sözleşmesi olan Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme, BM Genel Kurulu’nda 13 Aralık 2006 tarihinde kabul edilmiştir.

Türkiye Sözleşme’yi ilk imzalayan ülkeler arasındadır. 3 Aralık 2008’de TBMM’de onaylanan Sözleşme’nin Türkiye’de yürürlük tarihi; 28 Ekim 2009’dur. Sözleşme’ye ilişkin Türkiye'nin bir çekince veya beyanı yoktur. Her engelli birey ve ailesinin okuması gereken bu Sözleşme, engellileri temsil eden sivil toplum kuruluşlarının hak temelli mücadelelerinin dayanağı olmalıdır.

Sözleşme, engelli bireylere yeni haklar vermez. Taraf Devletler; engelliliğin verilen bir kavram olduğunu kabul ederek; bütün engellilerin, engelliliğe dayalı herhangi bir ayrımcılık yapılmaksızın tüm insan haklarına sahip olmalarını ve hak ve özgürlüklerini güçlendirmeyi taahhüt ederler. Bu taahhüt, ulusal mevzuatın Sözleşme ile uyumlu hale getirilmesini gerektirmektedir.

Sözleşme’nin 3’üncü maddesinde yer alan aşağıdaki genel ilkeler, Sözleşme'nin dayandığı ilkeler olup uygulayıcılara yol gösterici temel ilkelerdir.

a) Kendi seçimlerini yapma özgürlükleri ve bağımsızlıklarını da kapsayacak şekilde, kişilerin insanlık onuru ve bireysel özerkliklerine saygı gösterilmesi;

b) Ayrımcılık yapılmaması;

c) Engellilerin topluma tam ve etkin katılımlarının sağlanması;

d) Farklılıklara saygı gösterilmesi ve engellilerin insan çeşitliliğinin ve insanlığın bir parçası olarak kabul edilmesi;

e) Fırsat eşitliği;

f) Erişilebilirlik;

g) Kadın-erkek eşitliği;

h) Engelli çocukların gelişim kapasitesine ve kendi kimliklerini koruyabilme haklarına saygı duyulması.

Sözleşme’ye Ek İhtiyari Protokol: BM Genel Kurulu’nda, Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme ile birlikte kabul edilen Ek İhtiyari Protokol, Türkiye tarafından 2009 yılında imzalanmış, 2015 yılında da TBMM’de onaylanmıştır.

Sözleşme’nin taraf devletlerdeki denetim organı yani; Sözleşme’nin ülkelerde uygulanıp uygulanmadığını denetleyen organ, BM Engelli Hakları Komitesi’dir. Engelli haklarının ihlal edildiğini düşünen engelliler, engelli örgütleri ya da bireyler, iç hukuk yollarını tükettiklerinde, İhtiyari Protokol gereği, BM Engelli Hakları Komitesine şikayet başvurusu yapabilirler. Temmuz 2021 itibarı ile Türkiye’den Komiteye bir başvuru yapılmamıştır. Komiteye başvuru olmamasında; engelli bireylerin, ailelerinin ve engelli örgütlerinin çoğunun İhtiyari Protokol ve Komiteye başvuru yolları hakkında bilgi sahibi olmamalarının etkisi büyüktür. Başvuru usulü hakkında bakınız: https://insanhaklarimerkezi.bilgi.edu.tr/media/uploads/2015/08/03/EngellilerinHaklarinaIliskinSozl_Protokol.pdf

BM Engelli Hakları Komitesi Genel Yorumları: Komite, Taraf Devletler ve STK’lar tarafından yapılan raporlamalardan, Sözleşme’nin amacına uygun anlaşılamadığını tespit etmiştir. Bu nedenle Komite, Sözleşme’nin bazı maddeleri hakkında genel yorum yayınlamıştır. Komite, genel yorumlarında, ele aldığı maddenin nasıl anlaşılması gerektiğini, değerlerini, normlarını, uygulamada dikkate alınacak standartlarını ve Sözleşme’nin diğer maddeleri ile ilişkisini ortaya koymaktadır. Genel yorumlar, Komiteye gölge rapor yazacak Taraf Devletler ve engelli örgütleri için de birer kılavuz niteliğindedir.

Komite tarafından yayınlanan yorumların ve uluslararası birçok dokümanın Türkçe’ye çevirisi, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği (ESHİD) tarafından yapılmıştır. Tüm çeviriler için bakınız: https://www.esithaklar.org/yayinlar/

2.2.BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, 1989

Çocukların ilk insan hakları belgesi olan Çocuk Hakları Sözleşmesi; BM Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilmiştir. Sözleşme, Türkiye’de 27 Ocak 1995'te yürürlüğe girmiştir. Sözleşme, her türlü uygulamada çocuğun üstün yararının dikkate alınması ilkesini savunur. Sözleşme’nin denetim organı, Çocuk Hakları Komitesidir.

Sözleşme’nin 23’üncü maddesi engelli çocuklarla ilgilidir. Buna göre;

1. Taraf Devletler zihinsel ya da bedensel özürlü çocukların saygınlıklarını güvence altına alan, özgüvenlerini geliştiren ve toplumsal yaşama etkin biçimde katılmalarını kolaylaştıran şartlar altında eksiksiz bir yaşama sahip olmalarını kabul ederler.

2. Taraf Devletler, özürlü çocukların özel bakımdan yararlanma hakkını tanırlar ve eldeki kaynakların yeterliliği ölçüsünde ve yapılan başvuru üzerine, yardımdan yararlanabilecek durumda olan çocuğa ve onun bakımından sorumlu olanlara, çocuğun durumu ve ana-babanın veya çocuğa bakanların içinde bulundukları koşullara uygun düşecek yardımın yapılmasını teşvik ve taahhüt ederler.

3. Özürlü çocuğun, özel bakıma gereksinimi olduğu bilincinden hareketle 2’nci fıkra uyarınca yapılması öngörülen yardım, çocuğun ana babasının ya da çocuğa bakanların parasal (mali) durumları göz önüne alınarak, olanaklar ölçüsünde ücretsiz sağlanır. Bu yardım; özürlü çocuğun eğitimi, meslek eğitimi, tıbbi bakım hizmetleri rehabilitasyon hizmetleri, bir işte çalışabilecek duruma getirme hazırlık programları ve dinlenme/eğlenme olanaklarından etkin olarak yararlanmasını sağlamak üzere düzenlenir ve çocuğun en eksiksiz biçimde toplumla bütünleşmesi yanında, kültürel ve ruhsal yönü dâhil bireysel gelişmesini gerçekleştirmek amacını güder.

4. Taraf Devletler, uluslararası işbirliği ruhu içinde, özürlü çocukların koruyucu sıhhi bakımı, tıbbi, psikolojik ve işlevsel tedavileri alanlarına ilişkin gerekli bilgilerin alışverişi yanında, rehabilitasyon, eğitim ve mesleki eğitim hizmetlerine ilişkin yöntemlerin bilgilerini de içerecek şekilde ve Taraf Devletlerin bu alanlardaki güçlerini, anlayışlarını geliştirmek ve deneyimlerini zenginleştirmek amacıyla bilgi dağıtımını ve bu bilgiden yararlanmayı teşvik ederler.

 

2.3.Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı, 1996

Avrupa Konseyi tarafından, 18.10.1961'de Torino'da imzalanan Avrupa Sosyal Şartı’nın (Avrupa Sosyal Haklar Sözleşmesi), 1996 yılında revize edilmiş hali olan Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı, Türkiye’de 1.8.2007’de yürürlüğe girmiştir. Avrupa Sosyal Şartı’nın denetim organı; Avrupa Sosyal Haklar Komitesidir (ECSR).

Aşağıda, engelli çalışanlarla ilgili madde 15’e ve engelli yakını olan çalışanlar için doğrudan bağlayıcı olan madde 27’ye yer verilmiştir.

Bölüm 1-Madde 15: Özürlülerin toplumsal yaşamda bağımsız olma, sosyal bütünleşme ve katılma hakkı: Akit Taraflar, yaşları ve özürlerinin nedenleri ve niteliği ne olursa olsun, özürlülerin toplumsal yaşamda bağımsız olma, sosyal bütünleşme ve katılma hakkını etkili bir biçimde kullanabilmelerini sağlamak amacıyla:

1. Mümkün olduğunda genel plan çerçevesinde, ya da bu mümkün değilse, kamusal ya da özel uzmanlaşmış organlar aracılığıyla özürlülerin yönlendirilmesini, öğrenimini ve mesleki eğitimini sağlamak için gerekli önlemleri almayı;

2. Normal çalışma ortamında özürlüleri istihdam etmek ve onların istihdamını sürdürmek ve çalışma koşullarını özürlülerin gereksinimlerine uyarlamak, ya da özürlülük nedeniyle bunun mümkün olmadığı durumlarda çalışmayı buna göre düzenlemek ya da özrün düzeyine göre güvenli bir istihdam türü yaratmak için, işverenleri özendirmeye yönelik bütün önlemlerle onların istihdam edilmelerini teşvik etmeyi,

Bazı durumlarda bu önlemler uzmanlaşmış yerleştirme ve destekleme hizmetlerine başvurmayı gerekli kılabilir.

3. Özellikle, teknik yardımları da içermek üzere, iletişim ve hareket engellerinin üstesinden gelmeyi ve ulaşım, barınma, kültürel etkinlikler ve boş zaman kullanımını sağlamayı hedefleyen önlemler yoluyla özürlülerin toplumla tam olarak bütünleşmelerini ve toplum yaşamına katılmalarını teşvik etmeyi,

taahhüt ederler.

Madde 27: Ailevi sorumlulukları olan çalışanların fırsat eşitliği ve eşit muamele görme hakkı: Akit Taraflar, ailevi sorumlulukları olan kadın ve erkek çalışanlar ve bunlarla diğer çalışanlar arasında fırsat eşitliği ve eşit muamele görme hakkının etkili bir biçimde kullanılabilmesini sağlamak amacıyla;

1. Aşağıdaki konularda uygun önlemleri almayı taahhüt ederler:

a) Mesleki yönlendirme ve eğitim konularında alınacak önlemler de dahil olmak üzere, ailevi sorumlulukları olan çalışanların istihdam edilmesi ve istihdam edilmeye devam edilmesinin yanı sıra, bu sorumluluklar nedeniyle işten ayrılanların yeniden istihdam edilmesi.

b) Çalışma koşulları ve sosyal güvenliğe ilişkin gereksinimlerinin dikkate alınması.

c) Özellikle kreş hizmetleri ve diğer çocuk bakımı ile ilgili düzenlemeler olmak üzere, kamusal ya da özel hizmetleri geliştirmek ya da teşvik etmek.

2. Her bir ebeveyne, süresi ve koşulları ulusal mevzuat, toplu sözleşmeler ya da uygulama tarafından belirlenecek, doğum izni sonrasındaki bir dönemde, çocuğa bakmak için aile izni verilmesi olanağını sağlamak;

3. Bu tür ailevi sorumlulukların, geçerli bir işe son verme nedeni oluşturmamasını sağlamak.

Bölüm II-Madde 27: Bu maddenin, ailevi sorumlulukları olan kadın ve erkek çalışanlara, bu sorumlulukları ekonomiye ilişkin faaliyetlere hazırlanmalarını, katılmalarını veya bu faaliyetlerde ilerlemelerini engellediği durumlarda, onlara bağımlı olan çocukları ve onların bakım ve desteğine muhtaç yakın aile fertleri açısından uygulandığı anlaşılır.

"Bakmakla yükümlü oldukları çocukları" ve "onların bakımına ve desteğine muhtaç olan yakın aile fertleri" terimleri, ilgili tarafın ulusal mevzuatının böyle tanımladığı kişiler anlamına gelir.

bottom of page